Türkiye, Batı ülkeleri ile ilişkilerini yeni bir düzleme oturtmaya çalışan İran ile güçlü ekonomik işbirlikleri kurmak için projeler geliştiriyor. Bunların en önemlilerinden biri olan, İran-Türkiye sınırında ortak bir serbest bölge kurulması projesinde çalışmalar sürüyor. Elde edilen bilgilere göre, Van ve sınırındaki İran’ın Hoy kentinde kurulacak serbest bölgede iki ülke firmaları çeşitli avantajlar sahip olarak faaliyet gösterecek. Şu aşamada iki ülkenin serbest bölge mevzuatları arasındaki farklılıkları gidermeye yönelik mevzuatları uyumlaştırma çalışmaları yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mart'ta İran’a yaptığı resmi ziyaretteki üst düzey görüşme masasında alınan kararlardan birisi de sınırda kurulacak bir ortak serbest bölgeydi. İran’daki serbest bölge uygulaması ile Türkiye’deki uygulama arasında fark olduğu için Van ve İran’ın Hoy kentinde ortak serbest bölge kurulması için ilk aşamada mevzuatların uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalara başlandı.
Hoy’un Van’a yaklaşık 2 saat uzaklıktaki en yakın İran şehri olduğunu belirten Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian, Urmiye Ticaret Odası’ndan aldığı bilgiye göre, iki ülke cumhurbaşkanları nezdinde yapılan görüşmede ortak serbest bölge kurulması kararının alındığını ve bölgenin kurulmasının kesinleştiğini belirterek, “Ancak İran gümrük kuralları ile Türkiye’nin gümrük kuralları farklı olduğu için müşterek bir serbest bölge kurulması zor. Şu anda İran ve Türkiye gümrük mevzuatlarını uyumlaştırılıyor. Urmiye Ticaret Odası’ndan bu konudaki çalışmaların bitmek üzere olduğunu öğrendim” şeklinde bilgi verdi.
Müşterek serbest bölge ile iki ülke ortasındaki kara sınırı avantajının kullanılmasının hedefl endiğini vurgulayan Arian, “İran’da 30 serbest bölge var. Türkiye’ye en yakın serbest bölge, sınırındaki Maku kentinde. Bu serbest bölgeyi Türk firmaları da kullanıyor. İran’da enerji ve işçilik çok ucuz. Türkiye’nin de teknoloji ve sanayi altyapısı güçlü. Kurulacak müşterek serbest bölgede iki ülke firmalarının bu avantajları kullanarak üçüncü ülkelere yönelik de üretim yapması hedefleniyor” dedi.
İran ve Türk firmalarının yoğun ilgisi var
Hossein Arian, İran ile Batılı devletlerin nükleer müzakerelerde anlaşmaya varmaları sonrasında, Türkiye ve İran’daki şirketlerden Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği’ne yoğun başvuru geldiğini belirterek, “Özellikle ambargo zamanında İran’a sırt çevirmediği için Türkiye ile ticaretin geliştirilmesine öncelik vermek isteniyor. Biz bu nükleer anlaşmanın imzalanacağını düşündüğümüz için yaklaşık 6-7 önce kendimiz ticarete yoğunlaşacağımız şekilde hazırlandık” diye konuştu.
Türkiye-İran ticaretinde avantajlı alanları belirlemek için araştırma yaptıklarını ifade eden Arian, şu bilgileri verdi: “Yeni dönemde şart ve kuralları çok iyi tespit etmeliyiz. Eski yöntemlerle iş yapamayız. İran-Türkiye arasında tercihli serbest ticaret için 11 yıl önce karar alındı, 2015’te tamamlandı. Bu kapsamdaki ürünlere yoğunlaşmak istiyoruz. Fuarcılık ilgili avantajlar var, kara sınırı çok önemli bir avantaj. İran, konumu nedeniyle Avrupa ve Afrika’dan Türkiye’ye gelen ticaret trafiğini kullanabilir. Türkiye-İran ve üçüncü ülkeler arasında ikili ve üçlü çoklu programlar ayarlamayı planlıyoruz. İran-Türkiye-Afrika, İran-Türkiye-Almanya gibi. Nakliye ve fuarcılığı önemli sektörler olarak görüyoruz. Önümüzdeki ay fuarlar başladıktan sonra bizim de çalışmalarımız artacak. Aynı zamanda teknoloji konusunda çok çalışıyoruz. İran temizlik ürünlerinde çok iyi, Türkiye ise ambalaj konusunda. İranlı müteahhitler de Türk firmalarıyla işbirliği içinde Afrika’ya çok rahat açılabilir.”
Bankacılıktaki pürüzler çözülüyor
İran’ın nükleer programı nedeniyle uygulanan yaptırımların 2012’de ağırlaştırıldığını ve İran bankalarının, uluslararası bankacılık işlemlerine aracılık eden Belçika merkezli kuruluş olan “Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Toplumu” (SWIFT) dışında bırakıldığını hatırlatan Hossein Arian, iki ay içinde bu sorunun giderileceği ve İran bankalarının yeniden yurtdışı bağlantılarının sağlanması ile yurtdışı para transferinde yaşanan sorunların artadan kalkacağı bilgisini verdi. Arian, Ziraat Bankası ile Halkbank’ın İran’da şube açmasının gündemde olduğunu, İran sermayeli Bank Mellat’ın da Türkiye’de daha aktif olacağını da aktardı. Arian, İran’la turizm konusunda da güçlü potansiyel olduğunu, bu alanda da girişimleri olduğunu vurgulayarak, “İzmir’de ve İran’da bir acenteyle anlaşma yaptık. Ege Bölgesi’nden İran’a tur düzenlemeyi planlıyoruz” dedi.
Necdet Takva: İran’la kara sınırları aktifleştirilmeli
Batı ülkeleri İran’daki potansiyeli değerlendirmek için hızlı hareket ederken, son günlerde gündemini çatışma ortamına teslim eden Türkiye’nin sınırındaki gelişmelerin gerisinde kaldığı belirtiliyor. Bu konuya dikkat çeken Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Başkanı Necdet Takva, “Güvenlik kaygısı ile ilimizdeki tüm İranlılar gitti. Türkiye’nin kısa sürede çatışma ikliminden kurtarılıp, huzur ortamının sağlanmasını istiyoruz. Hükümet ve ekonomi yönetimi, İran pazarına erişim konusuda bir strateji belirlemeli. 580 kilometrelik Türkiyeİran sınırının 300 kilometrelik kısmı Van’da ama ilimizden İran’a aktif bir kapı yok. Kapıköy-Razi Sınır Kapısı açıldı ama günde 5 saat mesai yapıyor. Altyapıda ciddi sorunlar var. İran’ın Hoy-Razi arasındaki 40 kilometrelik yolu transite açmayışı nedeniyle kapı resmi olarak transit geçişe açık ancak fiili olarak değil. Bu yol en kısa sürede tamamlanmalı ve kapı modernize edilmeli, Başkale Kapısı 1996’dan bu yana kapalı” dedi. Bölgesel geri kalmışlığı kaldıracak çabalar gösterilmesini isteyen Takva, “Bu konuda en önemli pazarımız İran. Bir an önce ilişkiler geliştirilmeli. Yoksa konan ticari hedefl eri tutturmak mümkün değil. Oda olarak İran’la ilişkileri geliştirmek için çok çaba harcadık. İstanbul’daki tekstilciler İran’a ihracat yapmak için Van Ticaret Odası ile ilişkileri geliştirmek istiyor. İran firmaları da odamız üzerinden Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istiyor. Turizm konusunda 12 toplantı yaptık, 4 İran kentiyle ortak protokoller imzaladık. Nevruz tatili için Van’da alışveriş günleri gerçekleştirdik. Bu sayede Van’ın günlük ticareti yüzde 45 arttı. Ancak bunun devamı için huzurun, güvenliğin tesis edilmesi lazım. Son günlerdeki çatışma ortamı yüzünden İranlıların tamamı ilimizden çıkmış durumda” diye konuştu.
Türkiye-İran lojistiği yatırım bekliyor
İran, Avrupa ve Rusya ile yaptığı dış ticarette Trabzon Limanı’nı aktif kullanmak istiyor. Bu liman İran’ın Basra limanlarından yaptığı sevkiyatta daha ekonomik bir rota. İran, Tebriz-Trabzon arasında demiryolu projesini hayata geçirmek istiyor. Van Gölü’nde kesintiye uğrayan Türkiye-İran demiryolu da iki ülke lojistiğinde önemli bir pürüz oluşturuyor. Van Gölü’ne gelen trenler iki feribotla Tatvan’a ulaştırılıyor. Özellikle kışın bazı vagonların 2-3 ay durduğu belirtiliyor. İran, ciddi zaman kaybına yol açan bu kesintinin giderilmesini isterken, Türkiye, yıllardır rağmen Kuzey Van Gölü Demiryolu Projesi’ni hayata geçirerek, demiryolunu kıyılardan Tatvan’a bağlamadı. Bunun yanında 20 yıldır Van-Hoy arasındaki 20 kilometrelik yolun yapılması bekleniyor. Türkiye’yle İran arasındaki anlaşma gereği İran’da yatırım yapmak isteyen Türk sanayicilerin İran’da yapacakları yatırımın çifte vergilendirmeden muaf olması önemli bir avantaj. Türkiye’de fabrikası olan bir Türk işadamı, İran’da da yatırım yapacaksa çifte vergi ödemiyor. Yatırımların devlet garantisi altında olması en önemli noktalardan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder