Konya’da plastik kalıp sektörünün önemli isimlerinden Mucit Plastik, geliştirdiği bir proje ile ağaçların mevsimlere adeta meydan okumasını sağladı.
Konya’da plastik kalıp sektörünün önemli isimlerinden Mucit Plastik, geliştirdiği bir proje ile ağaçların mevsimlere adeta meydan okumasını sağladı. Proje yurt dışında üç ülkede uygulanırken, Konya’da da denemeler yüz güldürdü. Mucit Plastik’in 2. Organize Sanayi Sitesi’ndeki fabrika bahçesinde elma ağacından bir yılda 4 kez ürün alındı. Mucit Yiğit’le Mucit Plastik’i ve Hobi SeraProjesini konuştuk …
Sanayi ve üretim aileden gelen bir iş mi?
Ailede sanayiden gelen kimse yok. Ailenin tek sanayicisi benim. Belki de bunu hissedip adımı Mucit koymuşlar. Sanat okulu torna tefsiye bölümünü bitirdikten sonra böyle bir yön seçtim. Biraz da ilgi ve yeteneğim vardı. Çalışma hayatına başladım. İlk olarak Haktan Pres Kalıp’ta çalıştım, Ceylan Döküm ve başka firmalarda deneyim sahibi olduktan sonra kendi işyerimi açmaya karar verdim. 1984’te ortaklıkla, 1990’da da kendi adımızla Sistem Pres kalıp diye başladık. 1992 yılında Mucit Plastik Kalıp Tic. Ltd. Şti. olarak devam ettik.
Kalıbın üretimdeki yeri neden çok önemli?
Sanayinin altyapısını hazırlıyoruz. Bir şey üretecekseniz kalıp mutlaka gerekiyor. Temelimiz kalıpçılık zaten. Her türlü kalıbı yaparak başladık. Daha sonra plastik ve metal üzerine devam ettik. Bizdeki sanayi ağırlıklı. Tarım makineleri, kapı pencere grubu, traktör grubu, otomotiv grubu ve onların yedek parçaları, kaporta, alt düzen, kabin tamir takım parçaları.
Kendi işinizi kurarken ailenizin nasıl bir tepkisiyle karşılaştınız?
İlk başlarken ailem çok istemedi. Batarım korkusuyla. Askerlik öncesi bir girişimim olmuştu ama engel oldular. Sıfır sermayeyle başladım. Maaşla çalışırken işi bırakıp başladım. İlk aldığım Gaziantep Sanat Okulu’nda hurdaya çıkmış bir vargel tezgahıydı ki kızakları falan oksitlenmiş. Başlangıcımız da onla oldu. Paramız yetmedi ve uzun vadede ödemek şartıyla aldık. Ardından bir torna tezgahını da 8 ay vadeyle aldık. Başlangıç öyleydi ama kalıpçılığın şu avantajı var. Biz işi alırken yüzde 50’sini peşin, kalanını teslimatta alırız. Döngü çabuklaşır. Bu bize de avantaj sağladı.
Sektördeki yerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Konya’da bizim tarzımızda çalışan çok fazla firma yok. Biz hem kalıbı, hem üretimi yapıyoruz. Hizmet verdiğimiz sektör sayımız çok fazla. 29 farklı sektörde üretim yapıyoruz. Bu bazda çalışan yok. 14, 15 civarında bizde yetişip kendi işini kuran çalışanımız var. Okul gibi olduk. Şu anda 84 çalışanımız mevcut. Farklı gruplarda çalıştığımız için sektörde de farklı bir yerdeyiz. Yalnız Konya ile bağımlı değiliz. Türkiye’nin pek çok yeriyle çalışıyoruz. Yurtdışı çalışıyoruz. İsmimiz bizden çok çok önde gidiyor. Plastik sektörü Konya’da yoğun bir durumda. Çok farklı bir rekabet mantığı var. Biz çıtayı yükseltmek istiyoruz. Hacmi büyütmeye uğraşıyoruz. 10 kilograma kadar enjeksiyon baskısı yapabiliyoruz ki bu Türkiye’de sayılı tezgahlarda gerçekleştirilebiliyor. Kalıp işleme ölçüsü açısından da alt gruptan uzak bir çalışma yürütüyoruz.
Geliştirdiğiniz özel ürünler de var mı?
Son bir buçuk yıldır bir projemiz var. Ağaç için Hobi Sera diye bir şey üretiyoruz. Ağaçların mevsim koşullarında donmasını engellemek amaçlı. Belli dönem ağacın üzerini kapatıp belli dönem açıyor. İlk etapta donmayı, üşümeyi engellemek için. Ya da daha erken ürün alıp, daha verimli satabilmek için. Birkaç ay önce Aladağ’da uygulama yaptık, birkaç yere kurduk. 17 Şubat’ta kirazda çiçek aldık. Ağacı komple kapatıyoruz. Kurduğumuz bölge zaten erkenci bir bölgeydi. Bununla birlikte 35 gün kadar öne çekilebilecek bir durumda. Kendi fabrikamızda da birkaç ağaçta uyguladık. Altın çekirdek elmada bir yılda dördüncü ürünü aldık. Dört ayrı çiçek, dört ayrı ürün ve son eksi 22 derecelik soğuğu görene kadar da ağacın başında elma vardı. Yeni projemizde ise bunun tünelini düşünüyoruz. 4 metre genişliğe 20, 30 metre boy şeklinde birkaç ağacı kapatacağız.
Maliyetli bir işlem mi?
Önemli olan getirisi. Projeyi Avusturya’dan bir firma ile çalıştık. Patenti bize ait. Komple plastikten, portatif bir ürün. Kısa bir sürede kurulup, sökülüp kullanılabilir. Daha aktif hale getirmeye çalışıyoruz. Bu bölgede erkenciliği oluşturabilirsek, en azından belirli bir bölümünü değerlendirebilirsek çok farklı bir yere gelecek. Bunu çiftçi proje olarak hazırlayıp Tarım İl Müdürlüğü kanalı ile destek alacak. Şu an İsveç, Avusturya, Almanya’ya gönderiyoruz. Onlar genelde palmiye için kullanıyor. 2 buçuk yıldır üretip bir buçuk yıldır da yurtdışına gönderiyoruz. Bir yıldır kendi bahçelerimizde uyguluyoruz. 2, 3, 4 metre çaplarımız var. Boyut da 60’ar santimden başlayıp uzatılabiliyor. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne araştırma ve raporlandırma için 2 numune ürün verdik. Birini bağcılıkta kullanacaklar, birini de erkencilik ve geçcilikte. Sezon sonunda onlardan da raporlama çıkacak. Bu raporlamaya göre gerekirse değişiklik de yapılabilir.
Bu durumda Konya’da yetişmeyecek bir ağaç türü kalmayacak diyebilir miyiz?
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin verdiği bilgilere göre Konya’da şu anda tropikal ağaç da yetiştirilebiliyor. Meyve ağacına kimse bunu düşünmüyor. Zaten bu ağaçtan alacağım meyvenin verimi nedir diye bakıyor. Ama geçen yıl bakıyoruz. Konya ve çevresinde kayısı, kiraz yok denecek seviyedeydi. Amaç mevsimden daha erken ya da daha geç ürün almak ve sezondan çok daha yüksek fiyata satmak da olabilir. Sezonda 5 lira olan bir meyvenin kilosu sezon dışı 100 liraya kadar çıkabiliyor. Ayrıca farklı ürünler denemek de mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder