PAGEV tarafından hazırlanan rapora göre; 2015 yılının yedi ayında plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe 193 milyon dolarlık üretim gerçekleşti. Aynı dönemde ithalat 348 milyon dolar olurken; ihracat ise 74 milyon dolarda kaldı. Üretim ve ihracatta rekor seviyelere ulaşan plastik sektörü, son 13 yılda yüzde 79 oranında ithalatla 8 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yaptı. 2015 yılının yedi aylık döneminde ise bu ithalat oranını yüzde 75’e kadar düşüren plastik sektörü, yerli makine yatırımlarıyla büyümeye odaklandı.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik işleme makinelerinin 2015 yılının Ocak-Temmuz dönemindeki mevcut durumunu hazırladığı kapsamlı bir rapor ile mercek altına aldı. Yedi aylık dönemde plastik işleme makineleri üretimi 193 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde en çok üretilen ürünler sırasıyla; presler ve diğer makineleri, aksam ve parçaları, ekstrüzyon makineleri, termoform makineleri, enjeksiyon makineleri ve şişirme makineleri oldu. Yılsonunda plastik işleme makineleri üretiminin geçen yıla oranla yüzde 10 azalarak 331 milyon dolar olacağı öngörülüyor.
Ocak-Temmuz aylarında plastik mamül üreticileri, makine ve teçhizata 467 milyon dolar yatırdı. Bu yatırımın sadece 193 milyon doları yerli makine ile yapılırken ithal edilen plastik işleme makinelerine ödenen rakam 348 milyon dolar oldu. 2003 – 2015 yılları arasında plastik sektöründe son 13 yılda 8 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapılırken; bu yatırımın yüzde 79’u ithal makinalarla karşılandı. Yerli makine yatırımının artmasını ve ithalatın azalmasını hedefleyen plastik sektörü, 2015 yılının yedi aylık döneminde ise yapılan yatırımlarla birlikte ithal makine bağımlılığını yüzde 75’e kadar indirdi.
Plastik işleme makinelerinin yüzde 46’sı Çin’den geldi
2015 yılının yedi ayındaki 348 milyon dolarlık plastik işleme makinaları ithalatı içerisinde yüzde 34 pay ile enjeksiyon makineleri ilk sırada yer alırken; bu makineleri yüzde 33 ile presler ve diğer makineler, yüzde 22 ile ekstrüzyon makineleri, yüzde 7 ile aksam ve parçalar, yüzde 2 ile şişirme ve termoform makineleri izledi. Adet bazında en çok ithalat yapılan ülke yüzde 46 ile Çin oldu. Bu ülkeyi Almanya, İtalya, Avusturya ve Tayvan takip etti. Yılsonunda ithalatın 597 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yedi ayda en çok Rusya’ya plastik işleme makinesi ihraç edildi
2015 Ocak-Temmuz döneminde plastik işleme makineleri ihracatı 74 milyon dolarda kaldı. Bu dönemde toplam ihracattan en fazla payı yüzde 47 ile presler ve diğer makineleri aldı. Ekstrüzyon makinelerinin payı yüzde 23, aksam ve parçalarının payı ise yüzde 16 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatında ilk 3 ülke Rusya Federasyonu, İran ve Belarus olarak sıralandı. İhracatın yılsonunda 2014 yılına kıyasla yüzde 10 azalışla 128 milyon dolara gerilemesi bekleniyor.
Türk plastik sanayinin hızlı gelişimine rağmen plastik işleme makinelerinin bu gelişime aynı oranda ayak uyduramadığını belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye, şu an plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70 – 80’ini ithalatla karşılıyor. Bu mamullerde net ithalatçı konumunda bulunan gelişmiş batı toplumlarına kıyasla düşük ihraç fiyatları ile yeterli katma değer sağlayamayan bir ülke konumunda. Plastik sektörü hızla büyürken plastik işleme makineleri üretimi bu hıza yetişemiyor. Maalesef Türkiye, makine sanayine büyük yatırımların yapıldığı ve firmaların devletlerce korunduğu yılları iyi değerlendiremedi. Ancak geç kalınmış değil. Son yıllarda plastik makine sanayimiz büyüyor ve bu rakamlara da yansımaya başladı. Yerli üreticilerimizi koruyarak ve destekleyerek Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimi hızlı bir şekilde büyütebiliriz” dedi.
Sektörün toparlanması ve büyümeye geçmesi için yapılması gerekenleri açıklayan Yavuz Eroğlu şunları söyledi: “Ucuz ve yetişmiş insan gücümüz ile makine üretimindeki deneyim avantajımızı kullanarak global makine üreticilerinin ülkemizde yatırım yapması için özel bir teşvik altyapısı kurmamız gerekiyor. Ayrıca Türkiye’de 600 civarında makine üreticisi bulunuyor ve bu firmaların neredeyse tümü KOBİ niteliğinde. Katma değer sağlayan makinelerin üretiminin çok büyük Ar-Ge harcamaları gerektirdiği bilinen bir gerçek. Yerli üreticilerin de bu alanda desteklenmesi sektörün gelişimine büyük katkı sağlayacaktır.”